Hiçliğin
Kıyısında'yı Şubat ayında Okuoku.com'dan almıştım. Ancak Nisan ayına kadar bir
türlü okuma fırsatım olmamıştı. İyi ki de olmamış. İkinci kitap
"Sonsuzluğun Kıyısında" çıkınca hemen aldım ve arka arkaya
okudum.
Yazarı
konuyu çok güzel işlemiş, dilinin akıcılığı mükemmel. Kitabın içinde geçen şarkılar beni gençliğime götürdü. Hikaye çok güzel, çok samimi, okurken tamamen
içine giriyorsunuz. Hüzünleri, sevinçleri gerçekten yaşıyorsunuz.
Kitapta
ikili anlatım var. Hem Andrew anlatıyor hem Camryn anlatıyor. Bazı anlar geldi
ki Andrew’ın anlattıklarını Camryn’a , Camryn'ın anlattıklarını Andrew’a söylemek
istedim. “Hayır o öyle düşünmüyorrrrrrr
, kafasından geçen bu, içinden gelen bu” demek istedim J
Çok
fazla detay girmek istemiyorum ancak kitabın konusu kısaca şu ;
Camryn
her şeyi içine atan , biriktiren , üzüntülerinin yok sayan bir kız. Anne ve
babasının boşanması, abisi Cole ' ün trafik kazasıyla birinin ölümüne sebep
olması nedeni ile hapishanede olması , erkek arkadaşı Ian' ın ölmesi. Tüm bu
kötü olayların devamında da en yakın arkadaşı ile aralarında çıkan sorun…
Ve
bir sabah alınan bir otobüs bileti ile çıkılan belirsiz bir yolculuk..
Hikaye
işte bu yolculuk ile başlıyor. Çünkü o otobüste Andrew var..
Güzel
bir aşk hikayesi okumak istiyorsunuz, hemen alın derim.. Çünkü Hiçliğin kıyısında mükemmeldi…
Şimdi
gelelim Sonsuzluğun Kıyısında’ya..
Bence
yazar bu ikinci kitabı yazmasa da olurmuş. Anlatımında, akıcılığında sorun yok.
Ben her iki karakteri de çok sevdiğim için bu kitabı da seve seve okudum. Sıkılmadım. Ancak ikinci
kitaptaki vurucu bölümleri ilk kitabın sonuna eklese ve son noktayı orada koysa
sanki çok daha mükemmel olurmuş. Çünkü bu kitapta da bir yolculuk hikayesi var
ve bazı yerlerde kendini tekrarlamış. Ya da ben arka arkaya okuduğum için böyle
hissettim bilemiyorum.
Keyifli
okumalar dilerim J
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder