Mayıs ayının
tamamını öngörü serisi sayesinde melekler ile geçirdim. Toplam 1960 sayfadan
oluşan bu seriyi (4 kitap) arka arkaya bitirdim. Ama bunların dışında maalesef
başka kitap okuyamadım. Çok verimli bir ay değildi anlayacağınız 😐 Bu şekilde
okumuş olmanın hem iyi hem kötü tarafları var elbette. Bir süre sonra beyniniz
yanabiliyor 😊 Ama kişileri,
olayları hiç unutmadan devam edebiliyorsunuz, yaaa bu kimdi diye düşünmenize
hiç gerek kalmıyor, çokkk uzun metrajlı bir film izler gibi. 😊
Kitapların her biri
için ilk 150-200 sayfanın durağan olduğunu sonrasında bir hayli hızlandığını
söyleyebilirim.
Neyse şimdi gelelim bu kitapların konusuna, her birini ayrı ayrı
yorumlamak elbette şu an için mümkün değil 😊 Benim melekler ile ilgili okuduğum ilk kitaplar
bunlar.. Kitap türü paranormal olarak geçiyor ve bu kitaplar ödüllü.
Kahramanımız
Genevie.. Kısaca Evie .. Tüm seri boyunca bana saç baş yoldurdu diyebilirim. Evie,
annesini küçük yaşta kaybetmiş, babasını hiç tanımayan ve dayısı tarafından
büyütülmüş, ( Ahh Jim dayı Ahh ) sürekli kabuslar gören ve üniversiteye
başlaması ile bunların kaybolmasını umut eden bir genç kız. Hikaye de zaten kahramanımızın üniversiteye
başlaması ile start alıyor ve kabusların kaybolmasını bırakın bunlar gerçeğe
dönüşüyor.
Evie okula
başladıktan sonra hikayemizin diğer kahramanları ile tanışıyor. Reed ve Russell
bunların en önemlileri. Bu üçlü arasında
bir aşk üçgeni olacak desem sanırım spoiler vermiş olmam. Sonra Freddie var.
Evie’nin en yakın arkadaşı olan Freddie !! .. Birde Buns ve Brownie var. Çok
şeker iki kız. Çim Hokeyi oynuyorlar ve takımlarında gayet iyiler.. Tabi bu
onların diğer yeteneklerinin yanında sadece minicik bir ayrıntı.. Zee var.. Güçlü
Zee !! Yetenek demişken diğer kahramanlarımızın yanında Burns ve Browni devede
kulak 😊
Bu arada
söylemeden geçemeyeceğim. Kitaptaki her karakter mükemmel.. Hepsi çok güzel !!!
hepsi çok yakışıklı !!! Hiç normal yok
aralarında.. Ve herkes Evie’ye aşık.. Herkes onun çekim alanında.. Herkes ona
SEN BENİMSİN diyor.. Russell ve Reed dışında kızımızı en az onlar kadar isteyen
başkaları da çıkıyor. Brennus mesela.. Sonra
birde Xaiver var..
Hikayemizin tamamında kaçma, kovalamaca var. Evie için
çıkan savaşlar.. Kan gövdeyi götürdü, bir sürü yeni cinsler çıktı, iblisler, vampirler, periler, insan bedenine girmiş şeytanlar, su perisi adı altında canavarlaşmış deniz
kızları.. daha neler neler.. Cennet, cehennem birbirine girdi.
Evie’nin ve diğer arkadaşlarının birbirleri
için yaptıkları fedakarlıklar beni çileden çıkarsa da bunlar olmazsa hikaye ortaya
çıkmazdı dimi 😊 . Zaten beni dinlemiş
olsalardı ikinci kitabın sonunda her şey
bitmiş olurdu 😊 İşte bu yüzden ben sadece okuyorum, onlar ise yazabiliyor 😊
Beşinci kitabı henüz ülkemizde yayımlanmadı sanırım ama son kitap olduğunu biliyorum ve onu da okurum sanırım 😊
Bu arada son söz ; kitaptaki gerçek yakışıklı,
güçlü kahraman Reed gibi görünse de
nedense benim favorim ; Gancanaghların
kralı Brennus 😊
Sevgiler.. Bol okumaları günler..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder