Tarryn Fisher, benim daha önce tanışmadığım ancak çok
merak ettiğim bir yazardı. İlk 3 kitabı olan Fırsatçı, Tehlikeli Kızıl ve Hırsız
üçlemesini (Beni Yalanlarımla Sev Serisi) okumadım. Ancak dediğim
gibi birçok yorumda mutlaka okunması gereken yazarlar arasında olduğunu görünce
bu seri ile bağlantısı olmayan Siyah Damar ve İlikkitaplarını
okuyarak onunla tanışmaya karar verdim.
Yazarın dili gerçekten muhteşem. Her iki kitabı
da psikolojik gerilimi yüksek ve duygu yüklü kitaplar. İlk başlarda çok
durağan olduğunu düşünsenizde sonrasında görüyorsunuz ki ; konu süper, anlatım
süper, kurgu süper..
SİYAH DAMAR'da ; Senna ve Isaac baş karakterlerimiz. Senna otuzüçüncü yaş gününün
sabahında hiç bilmediği bir evde uyanıyor.Evde dolanıp nerede olduğunu anlamaya
çalışırken, kendisi gibi kaçırılmış olan ve daha önceden tanıdığı doktor Isaac
ile karşılaşıyor. O ev de tam tamına 14 ay geçiriyorlar. Bu süreçte
hissettikleri en yoğun duygu korku. Her ne kadar evde ilk uyandıklarında
kendilerine uzun zaman yetecek kadar erzak olduğunu görmüş olsalar da, zamanla
yemekleri, odunları ve en önemlisi umutları tükenmeye başlıyor.
Bu arada ikilinin geçmişlerinde sırları var. Ve evde
bu sırlara dair ipuçları var. Mesela atlıkarınca, mesela.....neyse bundan
fazlası spoiler olur. Gerisini siz okumalısınız, hiç pişman olmayacaksınız. Ben
bunu onlara yapanın kim olduğunu sonuna kadar tahmin edememiş ve hele ki
nedenini öğrendiğimde "Hadi canım yok artık !!! " diye tepki
vermiştim
--------------------------------***------------------------------------
Gelelim İLİK ile ilgili
söyleyeceklerime ;
Bu
kitap da bence Siyah Damar gibi ilk başlarda oldukça durgun ilerledi. Bu
kitaptaki kahramanlarımız da Margo ve Judah.
Margo
; eskiden annesi ile çok iyi anlaşan ama sonra annesinin büyük değişiminden
sonra yalnız kalan , annesi ile tek iletişimi alışveriş notlarının yazılı
olduğu küçük kağıtlara dönüşen bir kız. Bone'de kendisinin "Obur Ev"
dediği lanetli bir evde yaşıyor. Kendisini silik, görünmez, ezik hissederek
günlerini geçiriyor.
Bir gün Margo marketten
dönerken uzun süredir izlediği komşusu tekerlekli sandalyeli Judah Grant,
Margo'yla konuşmaya başlıyor.
Bu arada mahalleden
tanıdıkları yedi yaşındaki Neveah ortadan kayboluyor. Hikayenin asıl başlangıç
noktası bence burası. Çünkü bundan sonrasında Margo'nun karakterinin nasıl
değiştiğini ve neler yapabildiğini görüyorsunuz. Eski silik Margo gidiyor onun
yerine suçluları kendi yöntemleri ile cezalandırmak isteyen Margo geliyor ve
Judah'a olan hislerinin de bu duygunun önüne geçemediğini görüyorsunuz.
Birde bu kitapta öyle
şeyler ile karşılaşıyorsunuz ki söylemeden geçemeyeceğim. Siyah Damar'ı
okuyanlar zaten bu kitabı okuduklarında o satırlarda hemen tepki vereceklerdir
eminim.. Pembe zippo.. Doktor.... desem yeterli olacaktır :))
Sevgiler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder