Yine okumakta çokkkk geç kaldığım bir kitap daha !!! Bu kitabın konusu hakkında bir fikrim vardı.. Sanırım bu nedenle biraz gözüm korkmuştu.. Neyse şimdi bu mükemmel kitaptan biraz bahsedelim...
Hazel,
bir kanser hastası ve ciğerlerine yerleşen bu hastalık nedeni ile normal nefes
almayı unutmuş durumda. Hayatını çoğunlukla evde geçiren, az konuşan ve sürekli
kitap okuyan, içine kapanık bir kız. Dışarı çıktığı günlerde de ya hastaneye ya
da kilisenin altındaki (istemeyerek
de olsa) destek grubuna gidiyor. Artık
vücudunun bir parçası olmuş çekçeki yanından ayırmıyor. Çekçek, oksijen tüpünü koyduğu bir tür tekerlekli
alet.
Bıkmadan usanmadan defalarca
okuduğu bir kitabı var. Görkemli Izdırap .Bu kitabın sonunda kanser hastası olan
anlatıcı öldüğü ya da devam edemeyecek kadar hastalandığı için yarım bırakılmış
ve Hazel defalarca kitabın yazarına ulaşmaya ve sonunu öğrenmeye çalışmışsa da
olumu bir sonuç alamamış.
Bir gün destek
grubunun sıradan bir toplantısına katılmak için toplanma yerine geldiğinde
kitabımızın diğer kahramanı olan Augustus
ile karşılaşıyor. Augustus o günkü toplantıya en yakın arkadaşı olan Isaac ile
gelmiş. Isaac aynı zamanda Hazel’inde o destek grubundaki tek arkadaşı ve
göz kanseri.
Augustus o gün toplantı boyunca gözlerini Hazel’dan alamıyor. Hazel de bunun
farkında ve bu onu biraz rahatsız etse de hoşuna da gidiyor. Augustus
oldukça yakışıklı. Tek bacağında ki protez yüzünden biraz topallayarak
yürüyor ve şimdilik kanser belirtisi olmayan şanslı gençlerden.
Ve
benimde kitap boyunca hayran olduğum metaforları var.
Destek
grubundaki bu küçük tanışmanın ardından Hazel Augustus’u daha yakından tanımaya başlıyor. Bu iki
karakter arasındaki ilişki çok hızlı, ama bir o kadar da sempatik bir şekilde
gelişiyor.
Hazel en sevdiği kitabı okuması için Augustus’a veriyor ve kitap bir anda onun da en sevdiği kitap oluyor. Ancak daha öncede belirttiğim
gibi kitabın bir sonu yok.
Hazel ve Augustus
sonunu çok merak ettikleri bu kitapla ilgili tekrar yazara ve asistanına mektup
yazıyorlar, ancak yazar onlara kitabın sonunu söylemek istemiyor, çünkü bunu sosyal
medyada yayacaklarından endişe duyuyor. Ancak yüz yüze anlatabileceğini
söylüyor.
Ancak Hazel'in Amsterdam'a gitmesi imkansız gibi görünüyor. Kanserli çocuklar için oluşturulan bi dileğinin gerçekleştirilmesi ile ilgili hakkını Disney Land’e gitmek için
harcamış. Bunun üzerine Augustus dileğini onunla paylaşmaya gönüllü oluyor. Birlikte
Amsterdam’a gidiyorlar.
Hazel ve Augustus yazarla tanışacakları ve kitabın sonunu
öğrenecekleri için çok heyecanlılar ancak yazar hiç de bekledikleri gibi
çıkmıyor ve kitabın sonunu orada öğrenemiyorlar.
Hazel’ın gözyaşları arasında Augustus, Hazel ve yazarın asistanı oradan
çıkıyorlar ve müzeye çevrilen Anne Frank'ın evine giderler. Sonrasını siz okumalısınız ……
Ben bu
kitabı okurken tüm olayları bir kurgu gibi değil de gerçekmiş gibi okudum bu
yüzden de etkisinden çıkmam biraz zor oldu. Özellikle Isaac’ın Augustus için
düzenledikleri cenaze provasında söyledikleri….Augustus’ın yazara yazdığı
mektup…
Kitap ile
ilgili yorumları okurken aşağıdaki liste gözüme ilişmişti. Bende paylaşmak
istedim..
· TIME dergisi, 2012'nin En İyi Romanı
·
Goodreads, 2012'nin En İyi Genç Yetişkin Kitap Ödülü
·
New York Times'ın En Çok Satanlar Listesinde #1
·
Wall Street Journal'ın En Çok Satanlar Listesinde #1
·
Amazon'un En Çok Satanlar Listesinde #1
· Indiebound'un En Çok Satanlar Listesinde #1
Bol okumalı günler diliyorum....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder