27 Temmuz 2022 Çarşamba

MİKAİL’İN KALBİ DURDU

 



Bu çocukların dişleri ne olacak böyle ? Geçen hafta Mikail’den onları doktora götürmek için para istedim. Öyle azarladı ki beni. Yok işte para, canımı mı alacaksın ? diye bağırdı. Oysa canı gibi sever çocuklarını.

Tamam çok paramız olmadı hiç bir zaman ama olan paramızın da ben  nereye gittiğini biliyorum . Koskaca züccaciye dükkanı gitti, tencere, tava, tabak, çanak, çaydanlık hepsi gitti. Üç beş mutfak eşyası kaldı. Şimdi eski Anadol arabası ile sokak sokak onları satmaya çalışıyor.

Son zamanlarda o kadar kötü görünüyor ki, çok zayıfladı, çok sinirli, eve her geldiğinde ki bu çok sık olmuyor, hem çocukları hem beni olmadık şeyler için azarlıyor. Sağlığı da her geçen gün kötüye gidiyor, zor nefes alıyor, elleri titriyor, gözlerinin içi bulanık. Her baktığımda içim yanıyor.  O kadın hem onun hem bizim hayatımızı mahvetti.

Mahallemize geldi geleli ne benim evimin ne de mahallenin huzuru kaldı. Pencerede tüneyip çekirdek çitleyen onun bunun arkasından doğru yanlış konuşan başta Aliye Abla olmak üzere tüm mahalle kadınları aynı benim Mikal’im gibi kendi kocalarını da o kadına kaptırırız korkusunu yaşıyorlar ama tabii bunu asla dillendirmiyor sadece bizim dedikodumuzu yapıyorlar. Sokağa çıktığım zaman yüzüme bir bakışları var ki yer yarılsa yerin dibine girsem diyorum. Sanki ben suçluymuşum gibi. Belki de ne kadar acınası olduğumu düşünüyorlar. O bakış bu demektir. Kadınlığıma dair tutunacak bir dal bulmaya çalışırken bile içten içe kendini suçluyorum, özgüvenim hiç yok, eksik hissediyorum ve günden güne eksiliyorum. İşte böyle anlarda kocamdan nefret ediyorum. Ama yine de o olmasa ne yaparız düşüncesi beni ele geçiriyor ve dizlerimin bağı çözülüyor.

Geceleri hiç uyuyamıyorum, evet açım ama sebep bu değil. Gerçek sebep adı batasıca o kadın, zaten gerçek adı da değilmiş. Her şeyi sahte, yalancı kadın. Süslenip püslenip o çirkin yüzünü ve ruhunu saklamaya çalışan kötü kadın.

Geçen gece Mikail eve geldi, hırsla arabanın anahtarlarını yere fırlatıp diğer odaya girdi. Yanına gitme cesaretim yok elbette. Zaten varlığımı çoktan unuttu. Kapının dışından sessizce dinledim, hıçkıra hıçkıra ağlıyor ve seni öldüreceğim diye bağırıyordu. Komşu kadınlardan o kadının artık başka bir çocukla birlikte olduğunu duydum. Çocuk dediler evet, çok genç olsa gerek. Öldürecem dediği o çocuk mu acaba ?

Ertesi gün arabayı kapı önünde çalıştırmaya uğraşırken ondan hiç duymadığım küfürleri duydum. Sanki eski Anadol ona hayatının en büyük ihanetini yapmış gibi. Önceden aynı beni sevdiği gibi arabasını da severdi. Acaba arabasına küfretmesinin sebebi de o kadın mı ? Eğer öyle ise hiç şaşırmam.  

Arabasını tamir ettirdi sanırım, şimdi kontağı çevirince çalışıyor. Garip sesler çıkarıyor ama çalışıyor. Ama asıl garip olan Mikail’in saçını boyaması. Bunca yıldır onun hiç böyle şeyler yaptığını görmedim. Yapmayı bırakın lafını geçirdiğini bile duymadım. Hep o kötü kadının yüzünden. Kendini ona mı beğendirmeye çalışıyor yoksa başka bir planı var ve bu o planın parçası mı ?

Geçen akşam yan komşunun verdiği ve Mikail’e biraz kısa gelen  pantoloununu yıkamak için almıştım  cebinden bir bıçak düştü, bir sustalı. Biliyorum çünkü rahmetli babamın da vardı ve onun hapislerde çürümesine neden oldu. Kanım çekildi sanki, neden almış bunu ? Hep o kötü kadının yüzünden.

Bu gürültü ne böyle ? çöp kovasına biri çarptı herhalde, nasıl da gürültü çıkarıyor yuvarlanırken. Çocuklar deli gibi kaçışıyor, çok korktular yazık. Kadınlar da orada toplanmış ama sanki birine bağırıp çağırıp küfrediyorlar. Ne tuhaf insanlar var, dikkatsiz, umursamaz, akılları kim bilir nerede ? Belki de  o kötü kadın yüzünden bir kaza oldu.

Mikail artık her gece içiyor, bazen birileri onu süklüm püklüm sokaklardan toplamış halde eve getiriyorlar. Her gece müzikhol müdür nedir oraya gidiyormuş. Neyin peşinde bilmiyorum, o kötü kadın onu istemiyor ki artık.

Eski Anadol da yok ortalıkta, sordum ona nerede olduğunu , sattım dedi sadece. Parasını ne yaptığını sorsam mı ?  Cevap alamayacağımı biliyorum o yüzden sustum.

Yaz bitiyor artık, havalar iyice serinledi, bu kış nasıl geçecek bilmiyorum, ev zaten rutubet ve küf  içinde. Isınması çok zor, çocuklar perişan olacak. Allah beterinden saklasın diyorum ama daha beteri var mı ki ?

Güzel bir gelişme oldu, Mikail birkaç bardak almış, pazarda onları satmaya başladı, belki artık düzeliyordur diye umutlandım. Müzikhole gitmekten de vazgeçti sanırım.

Ben böyle umutlanırken bir gece ağlamaktan yüzü gözü şişmiş halde eve geldi. Odamıza gitti ve yattı. Ben de ilerleyen saatlerde onun yanına gidip uzandım. Her ne olursa olsun yanında yatmaktan asla vazgeçmedim. Hıçkıra hıçkıra ağlayarak sızdı. İlerleyen saatlerde hırıltılı  sesler çıkarmaya başladı, elini göğsüne götürdü bir şeyler mırıldandı anlayamadım. Ter içinde. Nefes alamıyor sanki. Sırtı bana dönüktü çok uzun sürmedi kıvranması sonra sessizce bıraktı kendini.

Mikail’in kalbi durdu.

Yıldız Açıl

06.06.2022


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder