31 Mayıs 2016 Salı

MAYIS AYI KİTAP ALIŞVERİŞİM VE OKUDUKLARIM :)


Merhaba
Mayıs ayının son günündeyiz artık. Bu ay benim en sevdiğim aylardan biridir. İçim hep kıpır kıpırdır. Normalde biraz daha fazla canımı sıkan şeyler nedense Mayıs ayında beni o kadar etkilemez. Neyse ruh halime ile ilgili bir çok şey anlatabilirim aslında ama şimdi geçelim bunları.. 
Ben bu ay içinde hangi kitapları nerelerden aldım ondan bahsedeyim biraz :)

Toplamda 12 kitap aldım. Bunların 5 tanesi MARTI YAYINLARI , 6 tanesi PEGASUS, 1 tanesi de EPSILON YAYINEVİ'ne ait.  Hepsini internetten aldım. Aşağıda da detayları var.
BABİL.COM
Amnezi  / Jennifer Rush  - PEGASUS ( 18.52 TL)
Bellek / Jennifer Rush    - PEGASUS  ( 19.26 TL)

OKUOKU.COM

Her Sokakta Suç Vardı/William Landey -MARTI YAYINLARI (7.90 TL)
Oyunbozan / Harlen Coben -MARTI YAYINLARI (12.00 TL)
Av / Michael Capuzzo - MARTI YAYINLARI (7.90 TL)
Deşifre / Mai Jia - MARTI YAYINLARI  ( 7.90 TL)
Toz / Sam Hawksmoor - MARTI YAYINLARI  (15.00 TL)
Çirkinin Aşığı /Elizabeth Hoyt -PEGASUS  (14.96 TL)
Saatçi/ Jeffry Deaver / EPSİLON (17.00 TL)
Başka Bir Gün / David Levithan -PEGASUS (22.00 TL)
Görünmez / David Levithan - PEGASUS  (20.06 TL)
Kızıl Kraliçe / Victoria Aveyard - PEGASUS  (26.18 TL)

Gördüğünüz gibi fiyatlar gayet iyiydi. Oku oku'da güzel indirimler vardı. Bu kitapların bazıları alınacaklar listemde vardı, ancak bazılarını alışveriş esnasında görüp sepette attım. İçlerinden Çirkinin Aşığını'nı bu ay içinde okudum, diğerleri ise  keyifle okuyacağım zamanı bekleyecekler..

Bu arada Mayıs ayında hangi kitapları okudum. Onlardan da bahsedeyim. Yorumlarını fırsat buldukça ayrı ayrı gireceğim zaten.


.


Bu ay içinde ADA'nın bir ve ikinci kitabını (ADA-Sırlar çözülüyor) okudum. Çok keyifliydi. Resmen çok uzun metraj bir film seyreder gibi hissettim. . 

Bayan Peregrine'nın Tuhaf Çocukları'nın ikinci kitabı olan GÖLGE ŞEHİR' de bu ay okuduklarımın içerisindeydi. Bunu da ilk kitabı gibi çok beğendim. Özellikle kitabın içindeki fotoğraflar muhteşemdi..

MUCİZE bu ay içerisinde okuduğum üçüncü kitap oldu. Ve bu kadar zamandır kitaplığımda beklettiğim için kendime çok ama çok  kızdım. Harikaydı....

Bu gazla hemen yine konusu benzerlik gösteren İÇİMDEKİ MÜZİK'e başladım. Ve bu kitabı da kesinlikle ve kesinlikle okumanızı öneriyorum. Ama belkide okumuşsunuzdur ben yine geç kalmışımdır :)

Sonra Mayıs ayı alışverişimde olan ÇİRKİNİN AŞIĞINI 'nı okudum. Bu kitabında konusunun akıcı olduğunu ve sıkılmadan okuyabileceğinizi söyleyebilirim.  

En son olarak da Gürgen Öz'ün NEVROTİK adlı kitabını okudum. İçinde birkaç farklı öykü var. Ve oturduğunuzda 1-2 saat içinde bitebilen gayet keyifli bir kitap. Bunu da listenize dahil edebilirsiniz.

Şimdilik bu kadar.. Bol okumalı keyifli günler dilerim.

Yıldız :)



9 Mayıs 2016 Pazartesi

HİÇLİĞİN KIYISINDA SONSUZLUĞUN KIYISINDA



Hiçliğin Kıyısında'yı Şubat ayında Okuoku.com'dan almıştım. Ancak Nisan ayına kadar bir türlü okuma fırsatım olmamıştı. İyi ki de olmamış. İkinci kitap "Sonsuzluğun Kıyısında" çıkınca hemen aldım ve arka arkaya okudum. 

Yazarı konuyu çok güzel işlemiş, dilinin akıcılığı mükemmel. Kitabın içinde geçen şarkılar beni gençliğime götürdü.   Hikaye çok güzel, çok samimi, okurken tamamen içine giriyorsunuz. Hüzünleri, sevinçleri gerçekten yaşıyorsunuz. 

Kitapta ikili anlatım var. Hem Andrew anlatıyor hem Camryn anlatıyor. Bazı anlar geldi ki Andrew’ın anlattıklarını Camryn’a , Camryn'ın anlattıklarını Andrew’a söylemek istedim. “Hayır o  öyle düşünmüyorrrrrrr , kafasından geçen bu, içinden gelen bu” demek istedim J

Çok fazla detay girmek istemiyorum ancak kitabın konusu kısaca şu ;

Camryn her şeyi içine atan , biriktiren , üzüntülerinin yok sayan bir kız. Anne ve babasının boşanması, abisi Cole ' ün trafik kazasıyla birinin ölümüne sebep olması nedeni ile hapishanede olması , erkek arkadaşı Ian' ın ölmesi. Tüm bu kötü olayların devamında da en yakın arkadaşı ile aralarında çıkan sorun…
Ve bir sabah alınan bir otobüs bileti ile çıkılan belirsiz bir yolculuk..

Hikaye işte bu yolculuk ile başlıyor. Çünkü o otobüste Andrew var.. 
Güzel bir aşk hikayesi okumak istiyorsunuz, hemen alın derim.. Çünkü  Hiçliğin kıyısında mükemmeldi…

Şimdi gelelim Sonsuzluğun Kıyısında’ya..

Bence yazar bu ikinci kitabı yazmasa da olurmuş. Anlatımında, akıcılığında sorun yok. Ben her iki karakteri de çok sevdiğim için bu kitabı da seve seve okudum. Sıkılmadım. Ancak ikinci kitaptaki vurucu bölümleri ilk kitabın sonuna eklese ve son noktayı orada koysa sanki çok daha mükemmel olurmuş. Çünkü bu kitapta da bir yolculuk hikayesi var ve bazı yerlerde kendini tekrarlamış. Ya da ben arka arkaya okuduğum için böyle hissettim bilemiyorum.

Yine de içtenlikle söylemeliyim ki.. Okumalısınız..


Keyifli okumalar dilerim J

5 Mayıs 2016 Perşembe

PARAVAN


Özgün Adı: Chasing the Dead
Yazan: Tim Weaver
Çeviren: Dilek Kodal
 EPHESUS YAYINLARI - 2013 
Sayfa Sayısı : 384 

Kitabımızın başkarakteri David başarılı bir gazeteci.

Ancak eşi Derryn’a kanser teşhisi konduktan bir süre sonra sürekli onun yanında olmak için 18 yıllık gazetecilik kariyerini istifa ederek sonlandırmış.

Eşinin özellikle kemoterapinin bir işe yaramadığına karar verip tedaviyi bırakmasından sonraki süreçte tüm günlerini karısı ile birlikte evde geçirmeye özen gösteriyor.

Bir gün Derryn’ın eski bir arkadaşından mektup alıyorlar. Kadın mektupta kızının kaybolduğunu polisin kızının bulunması ile ilgili bir aşama kaydedemediğini ve bu konuda David’den yardım istediğini yazıyor. Her ne kadar David bu işe sıcak bakmasa da karısının ısrarı ile kabul ediyor, başarılı oluyor ve sonrasında bu durum onun işi haline geliyor. Bu olaydan iki ay sonra da Derryn ölüyor.

Ölümünün birinci yıl dönümünde David ofisinde iken Marry geliyor. Marry , Darrny’ın daha önce birlikte çalıştığı iş arkadaşlarından biri ve David onu birkaç yıldır tanıyor.
Onunda hayatı oldukça ızdıraplı geçmiş. Kocası Alzheimer hastası. Hastalanmadan altı yıl öncesinde oğlu Alex kimseye bir şey söylemeden evi terk etmiş ve sonunda da ölüsü bulunmuş. Hakkında  bildikleri bunlardan ibaret.
Marry , David ile konuşmasına şu sözlerle başlıyor.  

Zamanlama için özür dilerim, David. Sadece… Yaptığın şeyi umursadığını biliyorum. Bu işi… Benim de böyle birine ihtiyacım var, umursayan birine.” Tekrar bana baktı. “İnsanların seni sevmesinin sebebi de bu. Kaybetmenin ne demek olduğunu biliyorsun.”

Burada kitabın arka kapak yazısını da sizlerle paylaşmamda yarar var diye düşünüyorum.

Bir yıl önce, Alex Towne'un cesedi bulundu.
Bir ay önce, annesi Alex'i sokakta gördü.
Bir hafta önce, David Raker onu aramaya karar verdi. Şimdi ise, bu kararı almamış olmayı diliyor.''

Kısacası hikaye, Marry’nin David’in ofisine gelip ondan yardım istemesi ile başlıyor.. Bundan sonrası gerilim  dolu.   Bazı yerlerde biraz fazlaca abartı ve zorlama olsa da bu durum sizi çok fazla rahatsız etmiyor. Özellikle sonu tam bir sürpriz..

Okumayanlar var ise keyifli okumalar dilerim J

NİSAN AYINDA ALDIĞIM KİTAPLAR



Bundan bir kaç ay önce kendi kendime demiştim ki " Her ay en fazla 5 kitap almalısın Yıldız". 
Çünkü ben bu durumu abarttığımda öncelikle kitaplarımı yerleştirmek ile ilgili bir sorun yaşıyorum. Artık kitaplığımda yer kalmadı, en kısa zamanda bu problemi çözmeliyim. Bu arada bu konu ile ilgili önerebileceğiniz alışveriş siteleri ya da mağazalar var ise ve bunu benimle paylaşırsanız çok sevinirim. 

Bunun dışında okunacak kitaplarımın sayısı artıyor  ve o zaman da ; onu mu okusam ? buna mı başlasam ? yok yok önce bunu okumalıyım.. şeklinde benzer cümlelerden oluşan ciddi bir kaosun içinde buluyorum kendimi. (Okunmayı bekleyen kitap sayısını hiç söylememeliyim.)

Ama tüm bunlar benim alışveriş yapmama engel olamadı ve Nisan ayında 22 kitap aldım. 
O yüzden bu konuda çok net kararlar almamam gerektiğini bir kez daha görmüş olduk.
Neyse ; ben şimdi neler aldım onları paylaşayım :)

KİTAP YURDU
 Öldürme Dersleri
Bülbülü Öldürmek
Fobi
Eve Dönüş

IDEFIX
Arşiv
Sonsuzluğun Kıyısında
Gölge Şehir

OKUOKU
Cinder
Scarlet
Cress
Levana
Winter

BABIL
Çavdar Tarlasında Çocuklar
Muhteşem Gatsby
Ses ve Öfke
Sineklerin Tanrısı
Tatlı Bela
İçimdeki Müzik

D&R
Öldürmek İçin Mükemmel Bir Gün
Sana Söyleyemediğim Her Şey
Bu Adam
Kadın


İşte böyle ... Sevgiyle kalın...

4 Mayıs 2016 Çarşamba

İYİ KIZ


Özgün Adı: The Good Girl
Yazan: Mary Kubica
Çeviren: Zeynep Yeşiltuna
 MARTI YAYINLARI - 2016 
Sayfa Sayısı : 462 

Bu kitabı o kadar heyecanla okudum ki ,  sayfaları hızlı hızlı geçerek. Ama sonu beni tam bir ters köşe yaptı :)

Sonunu kesinlikle böyle beklemiyordum, aklıma bile gelmemişti açıkçası :)

Şimdi biraz size konusundan bahsedeyim…

Kahramanımız Mia , saygın bir ailenin kızı. Babası çok tanınmış ve güçlü bir yargıç. Kendisi de resim öğretmeni. Ailesinden bağımsız olarak yaşıyor. Bir akşam barda bir adam ile karşılaşıyor sonrasında bardan yine bu adamla birlikte çıkıyor ve bir daha kendisinden haber alınamıyor.. Bu adam Colin.

Hikaye o kadar güzel anlatılmış ki. Olayların bir öncesini bir sonrasını okuyorsunuz. Hikayeyi bir bu olayı soruşturan Dedektif Gabe’den dinliyorsunuz, bir Colin’den dinliyorsunuz. Zaman zaman size anne anlatıyor hissettiklerini.. Hep öncesi ve sonrası var. Ve bunlar birbirine inanılmaz güzel bir şekilde bağlanmış.

Neyse , bu bölümü çok uzatmadan devam ediyorum. 

Mia kaçırılmasının üzerinden uzun bir zaman geçtikten sonra bir kulübede perişan bir şekilde bulunuyor. Bulunuyor bulunmasına ama hiçbir şey hatırlamıyor , her şey bölük pörçük ve en önemlisi ısrarla adının Cholet olduğunu söylüyor.

Bundan sonrasını siz okumalısınız.. Kesinlikle sıradan bir polisiye olduğunu düşünmeyin çünkü değil… 

İnanın pişman olmayacaksınız.. Ben çok beğendim :)

 Keyifli okumalar…..

BİZİM BÜYÜK ÇARESİZLİĞİMİZ



Yazan: Barış Bıçakçı
 İLETİŞİM YAYINLARI - 2016 
İlk baskı Eylül-2004
Sayfa Sayısı : 167

Bizim Büyük Çaresizliğimiz benim Barış Bıçakçı ile tanışma kitabım. İyi ki de tanışmışım. Yazım dili o kadar duru, o kadar samimi ki bayıldım..Okurken insan kendini karşılıklı sohbet ediyormuş gibi bile hissedebiliyor.

Bu okuduğum kitap dostluk üzerine ve mükemmel şekilde kurgulanmış. Kısaca bahsetmek istiyorum çünkü bu kitap uzun uzun yorum yazılacak türden bir kitap değil :)

Ender ve Çetin ;  çocukluklarından beri çok iyi iki dost.  Zaman zaman aynı şehirde yaşamıyor olmalarından kaynaklı ayrılıkları olmuş ama en sonunda Ankara’da bir araya gelmişler ve aynı evi paylaşmaya başlamışlar. Her şeyi Ender’in ağzından dinliyorsunuz. Hatta şöyle de denilebilir.  Bu kitap, Ender’in Çetin’e   yazdığı bir mektup.

Hikaye; bu iki dostun yakın arkadaşları olan ve yurt dışında yaşayan Fikret’in Türkiye’de bir trafik kazası geçirmesi ile başlıyor. Fikret yaralandığı bu kazada Ankara’da yaşayan anne ve babasını kaybediyor. Geride sadece  öğrenci olan kız kardeşi Nihal kalıyor.

Bir süre sonra Fikret  tekrar yurt dışında dönmesi gerektiği için kız kardeşi Nihal’i okulunu bitirene kadar kalması için ( iki yıl )  çok güvendiği bu iki arkadaşına emanet ediyor. İlk başlarda bizim iki dost evde bir başkasının varlığından rahatsız oluyorlar. Nihal de anne ve babasını kaybetmenin verdiği acı, yalnız kalmış olmanın onda yarattığı kötü ve uyumsuz ruh hali ile önce onlarla iletişim kuramıyor olsa da  bu durum değişiyor ve birbirlerine alışıyorlar.
Ancak sonrasında Ender ve Çetin bu genç kıza aşık oluyorlar. Kurgu bunun üzerine kurulmuş diye düşünüyorsunuz baştan ama bu büyük bir yanılgı. 

Yukarıda da söylediğim gibi hikayenin özü bambaşka.. 

Dostluğun en güzeli var, vefa var, samimiyet var… Var da var..

En önemlisi kendinizden mutlaka ama mutlaka bir şeyler bulacağınız cümleler var..

Sevgiyle.. 

2 Mayıs 2016 Pazartesi

KOMİK BİR HİKAYE

Özgün Adı: It's Kind of a Funny Story
Yazan: Ned Vizzini
Çeviren: Ebru Sürmeli
 GO KİTAP - 2016 
Sayfa Sayısı : 448 

"Komik Bir Hikaye" benim yine yorumlarda fazlası ile gözüme çarpan ve okunacaklar listeme eklediğim bir kitap oldu. Öncelikle şunu söylemeliyim ki anlatımı çok çok akıcı bir o kadar da gülümsetiyor. Depresyonda olan 15 yaşındaki bir çocuğun yaşadıklarını okurken insan neden gülümser ki diye düşünebilirsiniz.. Ancak yazarın o kadar esprili bir dili var ki,  gülümsemeden okuyabilmenin mümkün olmadığını görüyorsunuz.



Ben yazarın bu kitabı yazdıktan bir süre sonra,  ebeveynlerinin yaşadığı binanın çatısından atlayarak (32 yaşında) intihar ettiğini öğrendiğimde açıkçası çok üzüldüm. Çünkü böylesi bir kitabı yazan bir insanın öncelerde klinik depresyon geçirmiş olsa bile mutlaka bunu atlatmış ve her şeyi geride bırakmış olabileceğini düşünüyor ya da umut ediyorsunuz .  Yani ben öyle düşündüm.

Gelelim kitabımızın konusuna ; Hikayesini okuduğumuz karakter Craig 15 Yaşında, öğrenci. Bir yıl boyunca, hiç bir şey yapmadan sadece ve sadece ders çalışıyor. Tek hedefi şehrin en iyi okulu olan  "Yönetici Meslek Lisesi" ne girebilmek, ve sonunda istediği oluyor tam puan alarak bu okula giriyor. Ancak işte asıl hikaye bundan sonra başlıyor. Çünkü okula girdikten sonra hiç bir hedefi kalmamış bir ruh haline bürünüyor. Ders çalışmıyor, sosyal faaliyetlere dahil olmuyor, gün boyunca yataktan çıkmadan uyumak istiyor fakat uyuyamıyor ,yemek yiyemiyor, boş boş tavanı seyrediyor, hayattan soğumaya başlıyor ve bunun gibi bir çok depresyon hali.. Bu arada yazar bu bölümleri gerçekten o kadar iyi yansıtmış ki Craig ile birlikte sizde yaşıyorsunuz.

Artık bu durum öyle bir hali alıyor ki , bir gece kendisini öldürmeye karar veriyor bir intihar planı yapıyor, sabaha karşı yatağından kalkıyor, evden çıkacakken gözüne bir kitap ilişiyor. Kitabı karıştırırken intihar danışma hattı  olduğunu görüyor ve  aramaya karar veriyor. Onu en yakın hastanenin acil servisine yönlendiriyorlar. O da kalkıp gidiyor ve kendi kararı ile psikiyatri kliniğine yatıyor. .


Sonrasında ise hem Craig'in yaşadıklarını okurken hemde diğer yan karakterler ile tanışıyorsunuz. Ben hepsini çok sevdim. Bir tek Nia'dan hiç hoşlanmadım. 

Bu kitabın aynı zamanda bir filmi olduğunu da biliyorum. Ancak ben henüz seyretmedim. En kısa zamanda seyredeceğim inşallah.


Bol okumalı günler diliyorum...